Hararet Nardadır, Sacda Değildir. Keramet Baştadır, Tacda Değildir. Her Ne Ararsan Kendinde Ara. Kudüs’de Mekke’de Hac’da Değildir. (Hünkar Hacı Bektaşi Veli)
Duyurular
İstanbul Hava Durumu
Etkinlik Takvimi
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD  
EURO  
       
Özlü Sözler
İlim hiç bir servet ile satın alınamaz; onun içindirki bir cahil ne derece zengin olursa olsun , en fakir bir alim ile mukayese olunumaz. (Hz Ali)
Sponsorlarımız
Anket
Derneğimizin Çalışmalarını Nasıl Buluyorsunuz?
 
Sitemizi Tavsiye Ediniz
Sitemizi arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz memnun kalırız.
 
  
İHSAN ELİAÇIK HOCA İLE 'BANA DİNDEN BAHSET'
 

 

                                       İHSAN  ELİACIK  HOCA  VE  PROGRAM  SORULARIM VE YANITLARI:

Yaklaşık üç aydır, her Cuma günü akşamı, saat 21.00-24.00 arası,  KRT (Kültür TV) de, canlı yayımlanan ve pazar günleri de tekrarı yayınlanan, İHSAN ELİAÇIK HOCA’NIN, BANA DİNDEN BAHSET adlı programına katılıyorum. İhsan Hoca, her hafta Kuran’dan bir sure okuyor ve surenin ayetlerini yorumluyor. Daha sonra biz katılımcılar da, İhsan Hocaya sorular soruyoruz, Hoca da yanıtlıyor.

İhsan Eliaçık Hoca; İlahiyeti okumuş, Kuran Ayetleri hakkında araştırmalar yapmış, sonra da  gerçek İslam Dini hakkında 23 adet kitap yayınlamış, Gazete ve dergilere yazılar yazmış, çeşitli radyo ve TV proğramlarına katılmış, Üniversiteler ve çeşitli kurumların toplantılarında paneller, konferanslar  vererek, İslam’ın çağdaş yorumunu ve gerçek GERÇEK İSLAM DİNİNİ anlatmaya çalışmaktadır.

İhsan Hoca, son yıllarda, Cem Evlerine de gidip, cemlere katılmakta, Muharrem ayında Oruç  tutmakta, Cem evlerinde de Konferanslar vermektedir. Söylevlerinde; Peygamberimiz dönemindeki mescitlerin, şekli camilerde, ruhu, özü cem evlerinde demektedir. Sünni gelenekten gelen Hoca, Cem Evlerinde yapılanların, Peygamber Mescitlerinde yapılanlara daha uygun olduğunu söylemektedir. Hatta, Camilerin salatğah(yardımlaşma ve ibadet yeri) değil,  birer tapınak olduğunu söylemektedir.

İhsan Hoca; Günde beş vakit namaz kılmanın, otuz gün ramazan orucu tutmanın, Hacca gitmenin ve bunlar gibi dini ritüellerin gerçek ibadet olmadığını, bunların birer nusuk, ritüel yani hareketler ve şekillerden ibaret olduğunu anlatmaktadır. Bunları yapmakla, sevap kazanılmayacağı, günahların da af olunmayacağını söylemektedir. Gerçek ibadetin; iş ve değer üreterek insanlara faydalı olmak olduğunu, yani İhtiyaçlı İnsanlara yardım etmenin, iyilik etmenin, hizmet etmenin ve gerçek ibadet olduğunu anlatmaktadır. Bütün bu yorumların da Kuran’a göre yapmaktadır.

İhsan Hoca; Sünni İslam İnancındaki ibadet diye bilinen tüm ritüellerin (oruç, namaz, hac, v.b) ibadet olmadığını söyleyerek tabuları yıkmıştır. Kuran’daki sureleri ve ayetlerini gerçek anlamlarını açıklayarak, bilinenin aksine Gerçek İslamı anlatması, gerçek islamı anlamamıza ve öğrenmemize vesile olmuştur. Sünni İslamın uyguladığı İslamiyet;  Kuran’da tebliğ edilen Peygamberin ve Ehlibeytin uyguladığı İslamiyet olmadığını,  Muaviye’nin, Yezit’in ve Emevilerin icat ettiği Müslümanlık olduğunu söylemektedir. Yüzyıllarca İslamiyetin, Kuran’a göre değil, uydurulmuş hadislere göre uygulandığını anlatmaktadır. Örneğin, Kandillerin, (Kadir Gecesi de dahil) dini bir vecibe(Kuran’ın emri) olmadığını İslama sonradan eklendiğini (Osmanlı Padişahı 2. Selim tarafından) birer örf ve gelenek olduğunu söylemektedir. Ayrıca beş vakit namazın kuranda yazmadığını ve Sünni İslamın bunlara benzer tüm uygulamalarının Kuran’da yeri olmadığını anlatmaktadır.

Biz Aleviler de; İhsan Hoca’nın anlatığı ve Kuran’da da yeri olmayan bir çok ritüeli zaten yüzyıllardır uygulamıyoruz. Biz uydurulmuş İslam dinini değil, Kuran da tebliğ edilen, Peygamberimiz ve Ehlibeytinin, On İki İmamın uyguladığı gerçek İslam Dinini, uygulamaya çalışıyoruz. Yani islam Dininin şeklini değil, aslını, özünü uyguluyoruz. Alevilerin yüzyıllardır uygulamadığı, Sünni İslam tarafından uygulanan, Emevi Müslümanlığını eleştiren ve gerçek İslam Dinini anlatan, Aydın Din Adamlarına, Yorumcularına, Yazarlarına, Hocalarına  Teşekkür Ediyorum. Hıdır Uluer.

KRT  Televizyonun( Kültür TV) Canlı Yayınlarında, İhsan Eliaçık Hocaya sorularım ve  Hocanın yanıtları:( her hafta bir veya iki soru soruyorum, İhsan Hoca da yanıtlıyor)

 

                 Soru: Hz. Muhammet dönemindeki Mescitlere; Bugünkü Camiler mi, yoksa Cem Evlerimi daha çok benzemektedir? Cami ve Cem Evi bir midir? ( Cami ve Cem Evi Bir midir? Sorum, KRT de, Bana Dinden Bahset Proğramı  reklamlarında her hafta yayınlanmaktadır.)

Yanıt; Peygamberimiz dönemindeki Mescitlerin, şekli camilere, ruhu ve özü cem evlerine benzemektedir. Cem evleri çok amaçlı kullanılmaktadır. Salatgah(yardımlaşma) vardır. Camilerde sadece beş vakit namaz kılınmaktadır. Kuran dada beş vakit namaz diye yazmaz. Camiler salatgah değil, tapınak olmuştur. Birde camiler şahşahalı yapılardır.  Mescitler basit yapılardı. Beş vakit namaz kılmakta ibadet değil, nusuktur, ritüeldir. Bu nedenle Cem Evleri, Peygamber Mescitlerine daha yakındır.

Soru: Kuran’da bakara suresi 256 ayette, ‘’Dinde Zorlama Yoktur’’ der. Laik Türkiye Cumhuriyet’inde, Zorunlu Din Dersleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı hakkında ne dersiniz?

Yanıt: Kuran’da dinde zorlama yoktur der, Zorunlu Din Dersinin olması Kuran’a da, Laiklik ilkesine de terstir. Zorunlu Olmaması gerekir. İsteğe bağlı olabilir. Laik Ülkelerde, Diyanet İşleri Başkanlığı da olmaması gerekir. Dini bir kuruluş devletin eğemenliğinde olmamalı, bağımsız ve özerk olmalıdır. Devlet ancak denetleyici olabilir. Diyanet işleri Başkanlığının Kuran’da da yeri yoktur.

Soru: Alevi İslam İnancında, Yüze yakın kuralları ve şartları vardır. Eline, diline, beline, aşına, eşine, işine, özüne, sözüne, gözüne sahip olmak, sofrası açık, gönlü açık, anlı açık  olmak, kini, nefreti, garezi, düşmanlığı kapalı olmak. Dört kapı, Kırk Makama bağlı olmak ve uygulamak, yedi farz, üç sünnete bağlı olmak, incinsede incitmemek, düşmanının dahi insan olduğunu unutmamak, kimseye kötülük yapmamak, kul hakkı yememek, kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı başkasına yapmamak, herkesle barışık olmak, Dürüst, namuslu, çalışkan, merhametli, hoşgörülü, ahlaklı, hayırsever, iyiliksever  ve topluma yararlı iyi insan olmaktır. Bütün bunların karşısında; Sünni İslamın beş şartını yerine getirmekle Gerçek Müslüman olunur mu?

Yanıt: Bu saydığın Aleviliğin kuralları, şartları Kuranın özüne daha uygundur. Kuran’da bunların uygulanmasını ister. Bütün bu kurallar iyi insan olmanı da kurallarıdır. Kuran‘da iyi insan olun der. İnsanlar arasında iyi geçinmeyi, yardımlaşmayı, dayanışmayı, barışı öğütler. Keşke her Müslüman bunları uygulayabilse. İslamın sadece, beş şartını yerine getirmekle gerçek Müslüman olunmaz. Kaldı ki, Kuran da islamın beş şartı diye bir kural da yoktur. Kuran’da bütün yazılanları uygulamak İslamın şartıdır. İslamı öyle beş şartla sınırlandırmak yanlıştır.

Soru: İslamiyeti bağnazlıktan, yobazlıktan kurtarın. Kurtaramazsanız Dünyayı İslamiyetten kurtarın. Sözünü nasıl yorumlarsınız.

Yanıt: Bu söz güzel bir söz. Evet, İslamiyeti bağnazlıktan, yobazlıktan kurtarmak lazım. Bu Uydurulmuş hadislerden oluşan, Emevi Sünni İslam anlayışından kurtarmak ve Kuran’da tebliğ edilen peygamberimizin de uyguladığı islam dinini uygulamak gerekir. IŞİT gibi İslami terör örgütlerinin yaptığı eylemler, Emevi Süni İslamiyetten kaynaklanmaktadır. Gerçek İslamiyetle, Kuran’la hiçbir ilgisi yoktur. İşte bu bağnaz ve yobazlar Dünyanın başına bele olmuşlardır, İslamiyeti ve Dünyayı bunlardan kurtarmak gerekir. Bu söze katılıyorum.

 

Soru: Allah’a ulaşmanın yolu, camiden, namazdan, oruçtan, hacdan, kurbandan, türbandan geçmez. İhtiyaçlı insanlara yardım etmekten, iyilik etmekten, hizmet etmekten, iş ve değer üretip insanlara fadalı olmaktan, öksüzün, yetimin göz yaşını silmekten geçer. Sözünü nasıl yorumlarsınız?

Yanıt: Evet doğru, Allah’ın taktirini kazanmak için, oruç, namaz, hac gibi, nusukları, ritüelleri yapmakla olmaz. Bunlar gerçek ibadet değildir. Gerçek ibadet olan bu saydığınız, iş ve değer üreterek insanlara faydalı olan şeyleri yaparsanız, yetime, öksüze yardım edip, iyilik ederseniz Allah’ın taktirini kazanırsınız. Kuran’da belirtilen, Allah’inda istediği ibadet bunlardır.

Soru: Mevlana;’’ Kabe’yi Azer oğlu İbrabim yaptı. Esas Beytullah insanın gönlüdür’’

Beyazıt Bestami; ‘’Kabe benim, benim etrafımda yedi kez dönün ve memleketinize gidin. Beyhude zahmet edip de Hicaz’a gitmeyin. Kabe kuruldu kurulalı Allah oraya bir kez gitmedi. Oysaki benim varlığım vücut buldu, bulalı Allah bu evden hiç çıkmadı.’’

Hacı Bektaş Veli ‘’ Hareret nardadır, sacda değil, keramet baştadır, tacda değil, her ne arar isen, kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hacda değildir’’ Sözlerini nasıl yorumlarsınız?

Yanıt: Kabe; İbrahim Peygamber tarafından yapılmıştır. İslam öncesinde de İnsanlar Kabe’yi ziyaret ederlerdi. Kabe’yi elinde bulunduranlar oradan bir rant elde ederlerdi. Bunun için, kavgalar bile olurdu. İslamiyetle birlikte, Kuran’da Haca gitmek farz olmuştur. İslam Alemi senede bir de olsa bir araya gelip, birliktelik oluşturmuşlar, şura, toplantılar yapmışlardır. Herkes tek tip ihram giyerek, eşitliği simgelemiştir. Hacda her hareketin bir simgesi vardır. Ancak, hac, ibedet değildir, nusuktur. Öyle sanıldığı gibi Hac’ca gittin bütün günahların af olur diye bir kural yoktur. Beytullah, Kendi evine, ev halkına, komşularına iyi davranıp, iyilik yapacağında simgesidir. Allah herkese şah damarından daha yakındır. Allah bir yerde aranmaz, Allah her yerdedir. Evrendedir.

Soru: Cübbeli Ahmet Hoca, 23 Nisanda, bir TV proğramında şöyle dedi:

Her şey kaderdir, zengin olmakta kaderdir. dedi. Kader anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beş vakit namaz kılınmadığı işyerinde çalışmak caiz değildir. Namaz kılmayan günahkardır. Camilerde namaz kılmanın şehit sevabı vardır. Cübbelinin bu sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yanıt: Her şey kader değildir. Kader anlayışı Emeviler zamanında, islama girmiştir.  Muvaiye’nin, Yezit’in İslama ve Ehlibeyte yaptığı  zulümleri, Hz. Hüseyin’e ve yakınlarına Kerbela’da yaptığı katliamın üstünü örtmek için, bu kader anlayışını getirmişlerdir.  Bu gün de birileri yaptıkları yanlışları, kader anlayışına sığınmaktadırlar. Beş vakit namaz kılınmadığı yerde çalışmak caiz değildir sözü yanlıştır. Absürttür. Ucuz çalıştırıp sömüren ve sosyal hakları vermeyen işyerinde çalışmak doğru değildir. Namaz kılmayan günahkar değildir. Namaz kılmamanın bir suçu ve günahı yoktur. Kaldı ki, Namaz kılmak ibadet değil, nusuktur. Bu nedenle camilerde namaz kılmanın şehit sevabı yoktur. Bunları söyleyen kişi saçmalamıştır. Kuran’a göre söylememiş, uydurulmuş hadislere göre söylemiştir.

Soru: Soma’da 301 madencinin şehit olduğu facia için, birileri bu işin fıtratında var dediler.             

% 99 Müslüman olduğu söylenen ülkemizde; maden kazalarının, iş kazalarının, trafik kazalarının, kadın cinayetlerinin, diğer olumsuz olayların oranı haddinden çok fazladır. Bu olaylar, Müslümanlığın fıtratında(doğasında) mı vardır? Hayır ve şer Allah’tanmı gelir? İki eli kitap okumak için, bir araya gelmeyen Müslüman Ülkelerin iki yakası bir araya gelmez sözünü nasıl yorumlarsınız?

Yanıt: Soma Maden façası için, bu mesleğin   fıtratında var demek yanlıştır. Maden faciası ihmaller sonucunda meydana gelmiştir. Bu rant için yapılan ihmallerin Üstüne örtmek için, bu işin fıtratında var dediler. Avrupa ülkelerinde maden kazaları, ülkemizle kıyaslanmayacak kadar çok az oluyor. Fıtratında (doğasında) olsa oralarda da çok kazalar olurdu. Altında rant yatıyor, fıtrat değildir.

Hayır ve Şer Allah’tan gelmez. Bu da Emeviler zamanında uydurulmuş hadistir. Bunu doktirin haline getirdiler. Kuran, hayır ve şerin insanın kendi yaptıklarından kaynaklanır der. Her şey önce oluyor, sonra yazılıyor. Önce yazılıp, sonra olmuyor. İki tür din vardır. Uydurulmuş din( Emevi zamanında uydurulmuş hadislerle icat edilen din) İndirilmiş Din, (Kuran da yazılı Peygamberin uyguladığı dindir.) Bugün, indirilmiş din değil, uydurulmuş din uygulanıyor. Bu uydurulmuş dini uygulayan islam Ülkeleri, bağnazlığı, yobazlığı ve gericiliği,  getirmiştir.

İhsan Eliaçık Hocanın Sorularıma verdiği yanıtlara ben de katılıyorum. Kaldı ki sorularımın yanıtlarını ben biliyorum. Amacım; KRT TV kanalında, canlı yayında insanlara mesaj vererek, Alevi İslam’ı tanıtmak, Emevi Sünni İslam’ı eleştirmektir.

                Kuran’ın ve İslam’ın çağdaş ve gerçek yorumcusu, İhsan Eliaçık Hoca’ya teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılarının devamını diliyorum.

                                                                                                                                   Hıdır ULUER

 

 

 

 

 

 

                



Hıdır ULUER      04.06.2015   Okunma Sayısı: 4145


Yazdır

 

Yazarın Diğer Yazıları















Üye Giriş Paneli
E-posta:    
Şifre:       
Şifremi unutum
Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
 
Son Ziyaretçi Yorumları
Ahmet ERGÜLl
siteniz ve köyünüz çok güzel başarılarınızın devamını dilerim

HIDIR ULUER
Bu sitenin yapımında ve sürdürülmesinde emeği geçen, ALİ ILGIN 'a, Köyümüzün gençlik komisyonunda görev alan tüm gençlere, ve Kadın Komisyonunda görev alan tüm kadınlara teşekkür ederim. Hıdır Uluer

HIDIR ULUER
Merhabalar, Köyümüzün gençleri ile bu pazar günü yaptığımız kahvaltı toplantısından memnun oldum. Gençlerimizin,bir arada olmaları, tanışmaları, birlikte etkinlikler yapmaları, köyümüzün geleceği açıcından çok iyidir. Çünkü gençler tanışmazlarsa, gelecekte, köyümüzün, düğününe, derneğine, cenazesine katılım olmaz. Selamlar.HIDIR ULUER


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Günlük Gazeteler
Sponsorlarımız